17 Aralık 2010 Cuma

ÇIKMAZ SOKAK - GALATASARAY YÖNETİMİ


Galatasaray yönetiminin son günlerdeki düşüncelerini çok merak ediyorum doğrusu. İzleyeceği yolu, yeni yol haritasını her şeyini merak ediyorum şuan. Merak kuşkudan gelir diye düşünürdüm hep, bu da doğru. Kuşku etmemek mümkün mü? Bir takıma bakıyorum Galatasaray ruhundan asırlarca uzakta bir futbol



Eski seneleri özlüyorum. Hasan Şaş’ın futbolu bırakmadan önceki son senelerini özlüyorum. Galatasaray Spor Kulübü o senelerde büyük ekonomik sıkıntılar içindeydi. Bu kimi zaman dalga konusu olabiliyordu. Fakat Galatasaray hiçbir zaman Galatasaray ruhundan uzaklaşmıyordu. Takımda ki birlik bütünlük ağabeylik-kardeşlik ilişkisi çok kuvvetliydi.



Şampiyonluk yolundan hiç ayrılmayan bir takımdı Galatasaray. Ben şimdi Galatasaray baktığımda, bam başka bir şey görüyorum. Anlatacak dile getirecek kelime bulamıyorum. Nerde o eski Galatasaray demekten başka bir şeye varmıyor dilim. Bunun böyle sonunun gelmeyeceğini biliyorum.



Galatasasaray’ın şu haline bakınca, Beşiktaş’ın geçen seneki hali geliyor aklıma. Beşiktaş takımının kötü gidişatı doğrultusunda Beşiktaş Kulübü başkanı Yıldırım Demirören’e yapılan o ağır taraftar baskısı. Yumurtalı saldırılara kadar gitti bu olay. Kongrede Yıldırım Demirören tekrar Beşiktaş başkanı oldu.




Seneyi iyi kötü atlattılar. Transfer döneminde Beşiktaş başkanı Demirören bomba transferle gündemin konusu haline geldi. Önce Queresma daha sonra Guti’nin transferleri Türk futbol basınında manşetlere konu oldu.



Ve nasıl olduysa oldu, Demirören tekrar ‘büyük başkan’ oldu.


Şimdi aklıma geliyor da. Galatasaray yönetiminin durumu Beşiktaş yönetimiyle benzerlik gösterir mi diye düşünüyorum. Yeri gelelim Galatasaray takımının durumu Beşiktaş’ın yakın geçmişteki döneminden de daha kötü olduğunu görüyoruz. Adnan Polat devre arasında birkaç oyuncu göndererek yerine sağlam yabancı transferi yaparak yeni stadın vermiş olduğu avantajla da bu işten yırtar mı diye düşünüyorum.



Adnan Polat’da tıpkı Yıldırım Demirören’in Beşiktaş’a olduğu gibi tekrar ‘büyük başkan’ olur m diye düşünüyorum…



Futbolda bir felsefe vardı, “ dün dündür, bugün bugündür”. Futbol acımasızdır, bir sene ıslıklanan aleyhine tezahüratlar yapılan bir başkan olarak anılırsınız. İyi işler yaparsanız tekrar yükseliş gösterirseniz tekrar ‘büyük başkan’ unvanını alırsınız. Oyunculukta da böyledir bu



Ne olacaksa olsun Adnan Polat ne yapacaksa yapsın, olması gereken tek bir şey var. Galatasaray takımı tekrar bir birlik bütünlük içine girmeli ve tekrardan ‘ Galatasaraylılık ruhunu’ kazanmalı…

Oğuzhan Demir

31 Ekim 2010 Pazar

EFSANENİN DÖNÜŞÜ


Yeni antrenör takıma etki eder mi? Ben kesinlikle edeceğini düşünüyorum. Bunu Galatasaray’da da gördük. Frank Rijkard’ın oyuncularla anlaşamaması oyuncuların sahaya bütün ruhlarını koymamasından belli oluyordu aslında. Gerek Servet Çetin’le yaşadığı problemler gibi olsun oyuncularla arasında bir bağ kopukluğu olduğu oldukça belli oluyordu.

Bence bir antrenör önce takımda arkadaşlığı sağlamalı, bu arkadaşlığın başında da oyuncularla arasında arkadaşlığı sağlama almalı. Antrenör oyuncularla iyi anlaşırsa eğer, onlarla bir arkadaş gibi olursa bu sahaya da o kadar yansır. Futbolcuların vermiş olduğu özveriden bunu anlayabiliriz. Aklımıza hemen Galatasaray’ın Fenerbahçe derbisinden önce antrenör değişikliğine gitmesi geliyor.

Bu yönetim içinde sağlıklı bir karar oldu. Şöyle bakarsak eğer Rijkard Fenerbahçe derbisinden mağlup çıksaydı, bu taraftarın yönetime karşı büyük bir protesto ve baskıya zemin hazırlardı. Fakat Hagi bu derbiden puan alamasaydı bile herkes bunu normal karışalardı. Çünkü bu Galatasaraylılar için de sürpriz bir şey olmazdı. Aksine bir de Galatasaray 10 yıl sonra hem de bir teknik direktörlük değişiminin hemen ardından Fenerbahçe deplasmanından puan alınca bu takımda ki ve taraftarda ki bütün havayı değiştirdi.

Hagi’nin istikrarını merak ediyorum. Ama takımla geçmişi olan bir çalıştırıcının galatasaray’ın başında bu sefer başarıya ulaşacağına inanıyorum.

Oğuzhan Demir

26 Ağustos 2010 Perşembe

GALATASARAY YÖNETİMİ !


Bir Galatasaray taraftarı olarak değil , bir Galatasaray aşığı olarak konuşuyorum .

Sezon başında Haldün Üstünel'in yetkileri alındı . Neden ? Transfer de neler yaptık bu sene . Ne kazandırdık takımımıza ?

Böyle saymaya başlarsak uzar da gider . Sorular soruları kovalar . Sorunlar da bitmez bu gidişle Galatasaray yönetiminde .

Taraftarın tepkisi de hazırdır . Kimsenin sabrı kalmadı artık . Yapılan kötü transferler , gelen transferlerin sakatlanması , sakatlık sıkıntıları . Bunları hepsi artık taraftarı da sıkmaya başladı .

Ha diyorlar ki illede Haldün Üstünel gitti diye oldu bütün bunlar . Sadece buna bağlamamak lazım . Tamam Haldün Üstünel de iyi transferler yaptı . Yaptığı transferlerle takımımıza çok yarar sağladı ama başarı . Haldün Üstünel zamanında lig de bir başarı elde edebildik mi ? Hayır.

O zaman sadece Haldün Üstünel' e bağlamamak lazım bu kötü gidişatı . Galatasaray ruhuyla oynayan futbolcu parmakla gösterilecek kadar az . Sezon başında gönderilmesi planlanan neden geçen sezon neden gönderilmedi denilen Harry Kewell'ı bu sene ki performansını görüyoruz .

Bu sene yapılan transferlerin hepsinden daha çok yarar sağladığı ve sağlayacağı açıkça belli oldu .

Milan Baros . Bana kalırsa Milan Baros bu sene yapılan en iyi transfer . Aslında sadece bu seneyi saymayalım . Şu son 10 yılın en iyi transferi diyebiliriz.

Durum vahim doğrusu . En yakın zaman da takım ruhunu kazanamazsak ve iyi transferler yapılmazsa taraftarın istifa tepkisiyle tribünlerden bağırması sürpriz bir şey olmaz ...

7 Temmuz 2010 Çarşamba

HALDÜN ÜSTÜNEL - BÜYÜK YÖNETİCİ!


Geçtiğimiz günlerde Galatasaray camiasında çok ilginç gelişmeler yaşandı. İlk olarak taraftarın çok ilgi duyduğu ve sevdiği bir yönetici olan Haldun Üstünel istifa etti.

Kimse bu istifayı Üstünel'in isteyerek yapmadığını biliyor. Bazı kişiler " Bu Adnan'ların oyunu" diyerek Galatasaray Başkanı Adnan Polat'ı ve Galatasaray A.Ş Genel Müdürü Adnan Sezgin'i suçlu buluyor.

Taraftar Üstünel'e ruhuyla oynayan bir futbolcu gibi ilgi duyuyor . Çünkü ; başladığı bir transferi sonuna kadar kovalıyor ve o transferi bitirmek için bütün çabasını gösteriyor.

Geçen sezonlara da bakarsak Haldun Üstünel'in uygun bonservis bedelleriyle iyi futbolcular kazandırdığını biliyoruz.

Bu sene hiç bilinmeyen bir nedenden dolayı Üstünel'in transfer yetkisi elinden alındı. Bu da istifaya zemin hazırlayan en büyük sebep oldu.

Geçen sene 7.5 Milyon € Abdul Kader Keita'yı transfer eden Üstünel , bu transferle ne kadar iyi bir yönetici olduğunu da kanıtladı . Keita'nın kalitesi hızı süratı top tekniği tartışılmaz bir oyuncu.

Fakat istifadan sonra sanki Üstünel'den bir şey bırakmamak için Haldün Üstünel'in büyük uğraşlar göstererek yaptığı bu transferi yok sayarak Keita gibi bir futbolcuyu gönderdiler .

Şimdi ben bir Galatasaray taraftarı olarak çoğunluğun da düşündüğü ve istediği gibi bu yaşananlardan sonra Sayın Adnan Öztürk'ün görevinden istifa etmesini istiyoruz . Bu şerefli davranışı ondan bekliyoruz ...

14 Haziran 2010 Pazartesi

SANAL ORTAM MAHFOLDU

Facebook gibi sosyal paylaşım sitelerinde bazı insanlar popüler olmak için kendilerini bile bile rezil ediyorlar . Neden ? Salaklıkta yapsalar diğerlerinden farklı olup göze çarptıkları için.

Onlar için farklılığın hiç önemi yok . Ebe kardeşim işin gücün yokta kendini rezil ederek kaliteni düşürerek farklı olmaya çalışıyorsun . Twitter değil ki takipçi kazanmak için çalışıyorsun .

Hiç anlam veremiyorum doğrusu . Ne böyle saçma sapan videolar çekip kendini rezil edenleri onları bu işe daha çok heves salmalarını sağlayan izleyicileri de tasvir etmiyorum .

Sanal alemin de boku çıktı artık . 4-5 sene öncesine kadar Facebook Türkiye'de pek yaygın değildi . En azından amacına uygun kullanılıyordu . Ahh şimdi ?... Şimdilerse tamamen amacını aştı , saçma sapan sayfalar , abuk subuk paylaşımlar.

Şimdi düşünüyorum da ne olsun . Türkiye'de facebook mu kapatılsın ? Hayır hayır bu bir çok kişinin internetten ayrılmasnı sağlıyor . Facebook amacını ne kadar aşmış olsa da insanları internnette tutuyor . Bu vesileyle rastgele rastlanmış olsa da değişik bilgiler haberler elde ediliyor .

Facebook var olsun ama amacını aşmasın diyorum .

13 Haziran 2010 Pazar

GİT GİDE YOBAZLAŞTIK

Eskiden eser kalmadı artık . Eskiler de herkes birbirini tanır birbirlerini gördüklerinde selam verir tokalaşırdı. Şimdilerde ise insanlar git gide yobazlaşmaya başladı.

Selamlaşmak , tokalaşmak , hatırını sormak artık insanlara öyle zor geliyor ki bilemezsiniz. Geçen günlerde çok tanıdığım biri , tanıdığı bir yakın akrabasını gördüğünde ona selam vermemesinin onu çok üzdüğünü söyledi. Kim bilir kaç kişi var daha böyle say say bitmez.

M.Ö Devirde ki iletişim yolunu mu deneyelim ?

İletişim kurmak isteyip kuramayanlar da var . Kimisinde problem kişiseldir kimisinde karşısında ki kişide .Anlayacağınız iletişimde iyice ölmeye başladık. M.Ö devirlerde insanların daha iyi iletişim kurabildiklerine yavaş yavaş inanır oldum artık. Biz de mi ateş yakıp karşı tarafa selam yollasak ne yapsak .

Tamam bir iki hatırı sen sorarsın ama her seferinde de sen mi soracaksın ? İnsan artık soğumaya başlıyor . Her şey karşılıklıdır derler ya gerçekten bunu kabul etmiş durumdayım .

İnsanlar artık sanal alemde uçup gitmiş durumda . Sosyal yaşantı git gide son nefeslerini veriyor.

Çözüm yolunu ben de bulamadım


Eee şimdi söyleyin ne yapmalı . M.Ö devire geri dönüp ateş yakıp mı iletişim kurmalı. Yoksa .... O çözümü ben bile bulamadım hala .

11 Haziran 2010 Cuma

SATANİST KIZ CEZASINI BULMALI


Son günlerde haberlerde pek gündemde olmasa da üzerinde durmak istediğim bir konu var .Son günlerde facebook adlı sosyal paylaşım sitesinden yayınlanan satanist bir Türk kızın kedileri köpekleri haince katletmesi.

BASIN BU KONU ÜZERİNDE YETERİNCE DURMUYOR MU ?


Şunu da belirtmek isterim ki basın bu konu üzerinde yeterince durmadı. Az sayıda bir yazar topluluğu bu konuyu sadece yazılarında eleştirdi . Tabii ki de hala bu konu üzerinde tepkilerini dile getiren yazarlarda var . Ayşe Aral ve Ömür Gedik'e bu konu üzerin de hala durdukları için ayrıca teşekkür ederim.

PEKİ BU YAPILANLAR CEZASIZ MI KALACAK ?

13 yaşında ki genç kızın yaptığı şeye sadece vahşet olarak adlandıra biliriz . Peki bu cezasız mı kalacak ? Açılan davalarda yaşının küçüklüğü sebebiyle beraatına kara verildi . Ama facebook da ki profil adresinde bunları tekrar yapacağını ve fotoğraflarını tekrar yükleyeceğini söylüyor.

Bu konuda demek istediğim bu kız cezalandırılmalı, bir daha böyle bir şeye kalkışmaması için gerekli hukuki işlemler yapılmalı . Adalet yerini bulmalı !